Madencilik, değerli mineraller veya diğer jeolojik materyallerin elde edilmesi için yapılan yeraltı ve yer üstü çalışmalarının genel adıdır. Çıkarılan bu cevherler arasında metaller, kömür, taşlar, kalker, kaya tuzu, çakıl ve kil gibi maddeler bulunur. Madencilik, bir laboratuvarda, fabrikada veya yapay tarımsal süreçler yoluyla yetiştirilemeyen ya da oluşturulamayan maddelerin elde edilmesi için gerekli bir işkoludur. Yer altındaki mineraller, madenler ve taşlar pek çok endüstride ham madde veya ara madde olarak kullanılmaktadır. Madencilik, bugün gelişmekte olan pekçok ülke için en büyük gelir ve döviz kaynağıdır. Ne var ki, bir taraftan da madenlerin değerli olması ülkelerin ve toplumların üzerinde değişik oyunların oynanmasına neden olmaktadır. Afrika, Asya ve Güney Amerika’da yer alan birçok ülke zengin madenleri bulunduğu için gelişmiş ülkelerin sömürü hedefi olmuştur. Bu amaca kolayca ulaşmak ve çok daha ucuza bu kaynakları temin etmek için ülkelerde dikta rejimleri desteklenmiş, yapılan ticaretten daha fazla pay almak isteyen yerli halklar bastırılmıştır.

Bilim ve teknolojinin gelişmesi madencilikte kullanılan araçların güvenli hale gelmesini sağlamışsa da bu işkolunda yaşanan kaza ve ölümlerin yaşanmadığı bir dönem yoktur. Madencilik, maden çalışanlarının maruz kaldığı tehlikeler açısından kayda değer bir değişiklik göstermemekte, geçen yıllar içinde yaşanan kazalarda ölü ve yaralı sayıları azalıyor olsa da madencilik tarihimizin en tehlikeli mesleği olmaya devam etmektedir. Madenlerde, insan gücü yerine makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla madenlerde çalışan sayıları azalmış ancak bu durum gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelerde olduğu kadar etkili olamamıştır. İnsan gücünün daha ucuz olması madenlerdeki çalışmalarda makine kullanımı yerine tercih edilme nedeni olmaktadır. Madencilik günümüzde hala erken ölümlerle, meslek hastalıklarıyla, çok ölümlü kazalarla anılan bir meslektir.

Dünya’da yaklaşık 30 milyon kişinin madenlerde çalıştığı düşünülmektedir. Bunların yaklaşık 1/3’ü kömür ocaklarında çalışmaktadır. Belki 30 milyon çok büyük bir rakam değildir, ancak herbir maden işçisinin farklı sektörlerde bir başka işçiye iş yarattığı düşünülür ve bir de bu işçilerin geçindirdikleri aile fertleri düşünülürse, madencilik yaklaşık 300 milyon insanı yakından ilgilendiren dev bir sektördür.

Küçük ölçekli madenlerde çalışanların sayısı da hiç azımsanmayacak kadar çoktur. Küçük ölçekli madenlerde yaklaşık 6 milyon insan çalışmaktadır. Genellikle bu madenlerde çalışanların çoğu, güvenlik önlemlerinden ve iş sağlığı kriterlerinden çok uzakta çalışmaktadır. Bunlar çok düşük ücretlerle kölelik koşullarında işlerini yapmaktadırlar.

Madencilik kaza ve ölüm risklerinin en yüksek olduğu sektörlerden biridir. Dünya’da çalışanların sadece %1’i madenlerde iken, meydana gelen ciddi kazaların %8’i madencilik sektöründe olmaktadır. Bu gerçekten çok yüksek bir orandır. Bunun için madencilik sektörünü ilgilendiren 1931 tarihli 31 no’lu, Kömür Madenlerinde Çalışma Saatlerini konu alan ILO sözleşmesi kabul edilmiştir. 176 no’lu Madenlerde Sağlık ve Güvenlik konulu sözleşme ise 1995 yılında kabul edilmiştir. Bunu tamamlayıcı nitelikteki ILO Tavsiye Kararı’nın numarası ise 183’tür.

MADEN İŞÇİLERİ İÇİN SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Tozlar(silika, kireç ve kil), daha önceki bölümlerde de anlatıldığı gibi solunulması durumunda ciddi hastalıklara neden olmaktadır. Toprak ve taşlar kazılırken ortaya çıkan tozlardan kurtulmak veya azaltmak için toprağı delen makinalar bir taraftan da içinde bir parça deterjan bulunan su püskürtebilirler ki bu tozların toplanarak dinmesine yardım eder. Ayrıca yerel cebri çekişli havalandırma aygıtları ve vantilatörler kullanılabilir.

Metan gazı da patlamalara neden olmaktadır. Bu gaz, yerel cebri çekişli havalandırma cihazları ile seyreltilebilir ve yoğunluğu azaltılmak yoluyla tehlikesi sınırlandırılabilir. Kömür madenlerinde, kömür tozunun oluşmasını engellemek için, her türlü önlemler alınmasına karşın yine de patlama kaçınılmaz olabilir. Yerde 0,012mm kalınlığında bile oluşacak kömür tozu havada asılı kalırsa patlamaya neden olur. Bu gerçekten çok büyük bir risktir. Ancak dolomit, alçıtaşı ve kireçtaşı gibi alevlenmeyen maddeler toz haline getirilerek yere serpilirse patlama riski azaltılmış olur.

Bütün bu yanma ve patlama risklerini azaltmak konusunda alınabilecek yukarıda sayılan önlemlerle birlikte gaz sızıntısı olduğu zaman uyarı veren sızıntı uyarı aygıtlarının, alevlenme olduğu zaman yangını anında haber veren ve müdahele eden otomatik yangın söndürücü sistemlerin kullanılması hem kazaları önleme hem de can kurtarma konusunda büyük bir öneme sahiptir.

Madencilik sektörü doğası gereği sayısız risk unsurunu içinde barındıran insan yaşamı açısından son derece tehlikeli bir sektördür. Sektörde çalışmanın yarattığı tehlikelerin en aza indirilebilmesi için Kişisel Koruyucu Donanımlar mutlaka kullanılmalıdır.

Madenlerde dar yerde çalışılmakta, göçük ve taşların düşmesi gibi riskler her zaman bulunmaktadır. İnsan kafası, insan vücudunun en hassas bölgelerinden biridir ve çok dikkatle korunması gerekir. Çarpmalar sonucunda yarılmalar, kanamalar ve hatta ciddi travmalar söz konusu olabilir. Bu nedenle kafa koruyucu donanımlar olan baretler, kasketler ve başlıkların takılması zorunludur. Elbette bu başlıkların sağlam maddelerden yapılması gerekmektedir. Ayrıca çarpmanın ötesinde nemli ortamlarda çalışırken başlığın yanlarının akan suyu durdurabilmesi için yukarı bükük olması da önemlidir.

Madenler karanlık olduğu için işçiler, başlıklarının üstünde lamba taşırlar. Bu lambalar ortamı aydınlatır ve rahat çalışmaya yardımcı olurlar. Lambaların kullanışlı olması için; istenilen sürede gereksinim duyulan aydınlığı sağlaması, rahatça başlığa takılabilir olması, olabildiğince hafif olması ve sağlam olması gerekmektedir. Son zamanlarda tungsten filament lambaların yerini halojen olanlar almıştır. Bu yeni lambalar, aydınlatma kanusunda 3-4 kat iyileşme sağlamış ve öyle ki planlanandan uzun süren işler için bile yasanın öngördüğü aydınlatma düzeyleri, işin sonuna kadar sağlanabilmektedir. Pil teknolojisinin de kullanılan aydınlatma aygıtının verimliliği açısından büyük önemi vardır. Kurşun asit piller hala sektöre egemen olsa da son zamanlarda aynı performansı gösteren daha hafif olan nikel-kadmiyum piller de kullanılmaya başlanmıştır.

Ayrıca son zamanlarda pillere entegre edilen radyo alıcıları sayesinde Çok Düşük Freakans ile yapılan yayınlar sayesinde haberleşmek, lambaların yanıp sönmesi sağlanabilmektedir.

Dünyanın pek çok yerinde yapılan madencilik işlerinde, göz ve yüz koruyucu maskeler, gözlükler ya da yüzü tamamen koruyan siperlikler (maskeler) kullanılmaktadır ve bunları kullanmak pekçok ülkede İş Sağlığı Güvenliği Mevzuatlarınca zorunlu kılınmıştır.

Genellikle madenlerde çalışan işçiler koruyucu gözlükler takmaktadırlar. Yapılan iş için bu yeterli olarak görünmektedir. Ancak çalışılan ortamda bulunan toz ve taşlar plastik yüzeyi tahrip etmekte ve çiziklerden ötürü görüntü bozulmaktadır. Bir süre sonra daha iyi koruma sağladığı için kullanılan, özel polycarbonlardan geliştirilmiş ‘plastik gözlükler’ yerine, ‘cam gözlükler’ tercih edilebilmektedir. Eğer kimyasal bir maddenin sıçraması gibi bir tehlike varsa tam bir koruma için ‘goggle tipi’(göze hava ve diğer maddelerin temasını tamamen engelleyen her yanı korumalı gözlük) gözlük kullanılmalıdır.

Madencilik sektöründe kullanılan makinaların çıkardığı tozlar ve dumanlar, kömür madenlerinde bulunan kömür tozları, patlayıcıların arkalarında bıraktıkları dumanlar ve buharlar, kaynak yapılırken ortaya çıkan dumanlar, asit gazları ve kullanılan kimyasal maddelerin kokuları solunum yolları açısından tehlikeli olabilmektedir. Bu nedenle işler yapılırken solunum koruyucu donanımlar kullanılmalıdır. Genellikle sıradan solunum maskeleri yapılan işler için yeterli olmaktadır. Ancak bu toz maskeleri, havayı ve tozları süzmek konusunda yeterli değil ise, o zaman havayı süzen solunum aygıtları ve hatta gerekirse tüplü solunum aygıtları bile kullanılabilir.

Ortamda bulunan ve tehlikeli olduğu bilinen gazların,dumanların ve tozların miktarını ölçen cihazlar kullanılabilir ve böylece tehlikeli olan seviyenin altına düşünceye kadar koruyucular takılabilir.

Uranyum madenlerinde bulunan radyonüklit partiküller ve asbest madenlerinde bulunan asbest liflerini süzmek için özel maskeler ya da havayı temizleyen solunum cihazları kullanılmalıdır.

Madenlerde çalışırken kayma olasılığı olduğu için giyilen ayak koruyucu botların lastik-kauçuk olması gerekmektedir. Ayrıca botların ayak parmaklarını koruyabilmesi için çelik burunla ön kısmı kaplanmış olmalıdır. Isı ve suya karşı da gereken korumayı sağlaması önemlidir.

Cildi korumak için giyilen koruyucu giysilerin soğuk ve sıcak ortamlara uygun olarak seçilmesi terlemeyi ve üşümeyi engeller. Eller sürekli kullanıldığı için işe uygun el koruyucu donanımlar olan eldivenler takılmalı eğer eldiven kullanılamıyorsa o zaman da koruyucu kremler kullanılmalıdır.

Madencilik gürültünün çok olduğu bir sektördür. Buna karşı kulakların işitme kaybına uğramaması için kulaklıklar(manşonlu) veya kulak tıkaçları kullanılmalıdır.

Günümüzde de Ülkemizde büyük öneme sahip olan maden sektöründe ciddi kazalar yaşanmaktadır. Bunun önüne geçebilmek ve oluşabilecek iş kazalarını, ramak kala olayları önleyebilmek için iş sağlığı ve güvenliği programımızda maden sektöründe iş sağlığı ve güvenliği dersini okutmayı bölümce uygun bulduk. 2016-2017 güz döneminde bu dersi aktif olarak açtık. Maksat iş güvenliği uzmanlığı yapacak olan adaylara maden alanlarında güvenlik kültürü aşılamaktır. Madencilik bakımından Gümüşhane şanslı bir ilimizdir. Bu yörede hizmet vermekte olan Gümüştaş Madencilik A.Ş.'de 10 yıldır görev yapmakta olan Maden Mühendisi ve B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olan ERDEM ENÖN öğrencilerimize maden sektörlerinde kullanabilecekleri faydalı/yararlı ve değerli bilgilerini bizimle paylaşmıştır.  Seminer sonunda konuşmacımıza teşekkür belgesi vererek bize yaptığı bu güzel seminerden dolayı teşekkürü bir borç biliriz.